Dördüncü Ünite, Tam Yol İleri!
içindekilere geri dönAkkuyu Nükleer A.Ş., Türkiye’nin ilk nükleer santralinin dördüncü güç ünitesi için inşaat lisansını aldı. Bu lisans sayesinde, ünitenin nükleer ve türbin adalarının tüm tesislerinde inşaata başlanabilecek. Rosatom, tesis inşaatının yanı sıra, bölge halkının kültür ve eğitim hayatına da aktif olarak katılmaya devam ediyor.
Nükleer Düzenleme Kurulu (NDK), Akkuyu Nükleer Santrali’nin Dördüncü Güç Ünitesi için inşaat ruhsatını onayladı.
İnşaat lisansının alınması için gerekli başvuru belgeleri, 12 Mayıs 2020’de NDK’ye sunulmuştu. Başvuru belgeleri arasında, inşaat lisansı başvurusu kapsamında Ön Güvenlik Analizi Raporu (ÖGAR), Olasılıklı Güvenlik Analizi ve ayrıca güç ünitesinin güvenliğini ve güvenilirliğini doğrulayan bir dizi belge bulunuyor.
Başvuru belgelerinin incelenmesi sonucunda NDK tarafından verilen kararla Akkuyu NGS’nin dördüncü ünitesine inşaat lisansının verilmesi uygun bulundu. Bu lisans, dördüncü ünitenin reaktör ve türbin adaları gibi nükleer güvenlik kapsamında yer alan tüm bina ve yapılarının inşaatına başlanmasını mümkün kılıyor.
Akkuyu Nükleer A.Ş’nin CEO’su Anastasia Zoteeva, “Dördüncü güç ünitesinin yapımına ilişkin lisansın alınmasıyla birlikte 4 üniteli nükleer santralimizin inşaatına ilişkin lisanslama sürecini tamamlayarak Nükleer Düzenleme Kurumundan Türk meslektaşlarımızın değerlendirmeleri sonucunda projemizin güvenliğini, bütünlüğünü, geçerliliğini ve benzersizliğini doğruladık. Artık 4 güç ünitesinin tamamında çalışmalara başlamaya hazırız. Önümüzdeki yılın başında 4’üncü ünite nükleer ada binaları temel plakalarını inşa etmeye başlıyoruz” ifadelerini kullandı.
İnşaat lisansının alınmasından önce dördüncü ünite inşaat alanında, zemin etütleri ve hafriyat çıkarılması gibi hazırlık çalışmaları yürütülüyordu. Bu yılın sonuna kadar reaktör ve türbin binalarının temel altı beton levhalarının yapımına başlanması ve ardından temellerin güçlendirilmesi planlanıyor.
Türkiye’nin ilk nükleer güç santraline ilişkin lisanslama süreci, Türkiye Cumhuriyeti’nin çeşitli devlet kurumlarından yaklaşık 120 farklı lisans, izin ve onayın alınmasını öngörüyor. Bugüne kadar proje kapsamında Çevresel Etki Değerlendirmesi olumlu belgesi, elektrik üretim lisansı, dört güç ünitesi için sınırlı çalışma izinleri ve inşaat lisansları ve Doğu Kargo Terminali işletme izni gibi kilit öneme sahip olan lisans ve izinler düzenlendi. Yakın bir gelecekte ise yapım aşaması devam eden dört güç ünitesinin her biri için hizmete sokma, yakıt yükleme, devreye alma ve işletme personelin lisanslandırılması gibi konulardaki gerekli lisanslar alınacak.
Akkuyu, dünyanın en büyük NGS inşaatlarından biri olma özelliğine sahip. Rosatom, nükleer santralin inşasının yanı sıra Türkiye’de sosyal ve eğitim amaçlı projeler de yürütüyor. Akkuyu Nükleer A.Ş., Türkiye’de kutlanan resmi bayramlardan biri olan Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla Gülnar Bölgesindeki meslek okullarının ihtiyaçları için 1 milyon 500 bin liralık bağışta bulundu. Bağışlanan para, okul onarım ve ekipmanlarına harcanacak. Şirket ayrıca bölgedeki eğitim kurumları için Gülnar İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne de 180’den fazla tablet bilgisayar hediye etti. Anastasia Zoteeva, yaptığı açıklamada, “Akkuyu NGS’nin inşa edildiği bölgede bulunan okullara ve eğitime destek vermek bizim öncelikli faaliyetlerimizden biridir” dedi.
Geçtiğimiz Ekim ayında, St. Petersburg Türkiye ile Bilimsel ve Kültürel İlişkiler Derneği, AKKUYU NÜKLEER A.Ş.’nin desteğiyle St. Petersburg Devlet Mimigrantı Tiyatrosu’nun “Nazım Hikmet: Şairin Aşkı ve Kaderi” adlı tiyatro oyununu Mersinli izleyiciler ve Akkuyu NGS projesi çalışanları ile buluşturdu. Mersin’deki etkinlik öncesinde konuşan, AKKUYU NÜKLEER A.Ş. Bölgesel İletişim Departmanı Eksperi Eyyup Lütfi Sarıcı şunları söyledi: “AKKUYU NÜKLEER A.Ş. olarak, Türkiye ve Rusya halkları arasında kültürlerarası diyaloğu geliştirmeye yönelik girişimlerin hayata geçirilmesine büyük önem veriyoruz. Nazım Hikmet, dünya kültür mirasının bir parçası, kişiliği ve eserleri iki ülke için büyük önem taşıyan en büyük yazar, şair ve oyun yazarlarından biridir. Rus tiyatrosunun eserlerinin projemizin çalışanları ve Türk seyirci ile buluşturulmasını desteklemek, büyük şairin anısını yaşatarak kendisine karşı saygımızı gösterebilmemiz açısından güzel bir fırsat.”
Türkiye, 25 Eylül ile 9 Ekim tarihleri arasında, Rosatom tarafından desteklenen “Ruhun Yelkenleri” yat yarışı etkinliğinin Akdeniz etabına ev sahipliği yaptı. Akdeniz’de Fethiye-Antalya-Taşucu-Fethiye rotası boyunca eş zamanlı olarak iki yatın katıldığı bir yarış, duraklarda yerel halkın katılımıyla ortak deniz gezileri, konserler, çevre ve çevre düzenlemesi kampanyaları, spor etkinlikleri, paneller, ağ oluşturma (networking) oturumları ve geziler düzenlendi.
“Ruhun Yelkenleri” etkinlikleri çerçevesinde bir diğer durak Silifke idi. AKKUYU NÜKLEER A.Ş ve kamu kuruluşlarının temsilcileri ile Ruhun Yelkenleri gezisinin uluslararası mürettebatı, eş zamanlı olarak iki yatın katıldığı bir yarış, yatta kapsayıcı ustalık sınıfları ve körfez bölgesinde deniz dibinden toplanan ev atıkları ve nesnelerden bir sanat eserinin yaratılmasını içeren çevre kampanyası olmak üzere çeşitli etkinlikler düzenledi. Alman sanatçı Pavel Erlich tarafından denizin dibinden toplanan atıklardan bir sanat eseri de yaratıldı.
AKKUYU NÜKLEER A.Ş. Bölge İletişim Birimi uzmanı Esra Kut da yaptığı açıklamada şunları dile getirdi: “Bu etkinliğe ilk kez katılıyorum ancak son iki yıldır Ruhun Yelkenleri’ni birçok kez duydum. Çevre etkinliklerinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu etkinlik de katılan herkes için hem önemli hem de eğlenceliydi. Deniz dibinde evsel atıkların yattığını keşfetmek ve bundan bir sanat eseri yaratmak ilginçti. İnsanların denize bunun gibi şeyler atmalarına şaşırdım. Kapsayıcı etkinliklerin tüm dünyadan insanları bir araya getirmenin iyi bir yolu olduğunu düşünüyorum. Engelliler ve engelli olmayanlar arasındaki sınırları kaldırmak, birlikte zaman geçirmek önemli. Çevre kampanyasına katılan herkes tek bir takım halinde olumlu biçimde etkileşim içindeydi, her şey çok ahenkliydi.”
Türkiye’de yapımı devam eden bir enerji projesi olan Akkuyu NGS, en büyük ulusal iş konferanslarında da gündemin başında geliyor. Nükleer proje, Antalya’da düzenlenen “EIF-2021 Dünya Enerji Kongresi ve Fuarı”nda (EIF 2021) da ilgi odağı oldu. Türkiye Cumhuriyeti Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın desteğiyle hayata geçirilen fuar, Türk enerji sektörünün önemli temsilcilerinin yanı sıra, dünyanın 52 ülkesinin önde gelen enerji sektörü aktörlerini de bir araya getirdi. Etkinliğe, Rusya Devlet Atom Enerjisi Kurumu Rosatom’un Ortadoğu ve Kuzey Afrika Direktörü ve Bölge Başkan Yardımcısı Aleksander Voronkov ve AKKUYU NÜKLEER A.Ş. Yapı ve Üretim Organizasyon Direktörü Denis Sezemin de katıldı. Alexander Voronkov, yaptığı konuşmada, enerji sektöründeki mevcut zorluklar ve bu zorlukları ortadan kaldırmak için Rosatom tarafından önerilen ve düşük karbonlu nükleer enerji çözümlerine dayanan yöntemler hakkında bilgiler verirken, Deniz Sezemin ise, Akkuyu’nun mevcut durumunu ve inşaat projesinin ihtiyaçlarına yönelik yerli üretim ekipman ve malzemelerine değindi.
Sezemin şunları söyledi: “Rus ve Türk tarafları, projede yerelleştirme düzeyini artırmak için büyük çaba göstermektedir. Bu amaçla, geniş bir “Yerelleştirme Çalışma Grubu” kuruldu. Çalışma grubunun faaliyetleri sonucunda sürekli güncellenen ve bugün itibarıyla 718 kalem içeren üretim yerelleştirme kataloğu hazırlandı. Projede toplam yerelleştirme potansiyeli 5.9 milyar ABD dolarıdır.”
2021 yılının Ekim ayı başlarında, ülkenin en üst düzey yasama organı olan Türkiye Büyük Millet Meclisi, iklim değişikliğine ilişkin 2015 Paris Anlaşması’nı onayladı. Nükleer santral, güvenli ve güvenilir bir temel yük enerji üretim kaynağıdır ve ülkenin iklimle ilgili taahhütlerini yerine getirmesini sağlar. Rusya Devlet Atom Enerjisi Kurumu Rosatom, Türk tarafının aldığı bu kararla dayanışma içinde olduğunu ifade etmektedir. Rosatom’un Türk ortaklarıyla yakın iş birliği içinde hayata geçirdiği Akkuyu NGS projesi, Türkiye sanayisinin ve ekonomisinin düşük karbonlu geçişine önemli katkı sağlamaktadır. Rosatom, istikrarlı ve güvenilir bir üretim kaynağı olan nükleer enerjinin, temel güç ihtiyacını karşılayan, Paris Anlaşması kapsamındaki ulusal taahhütlerin yerine getirilmesine katkıda bulunan bir enerji sistemi olduğunu belirtti. Bir Nükleer Güç Santrali (NGS), aynı zamanda en az 60 yıllık temiz enerji kaynağı olmasının yanı sıra, ülkenin teknolojik gelişimini kolaylaştıran büyük ölçekli bir altyapı projesidir. Türkiye’de ilk NGS’si olan Akkuyu, güç ünitelerinin devreye alınmasıyla, ulusun sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmasına katkı sağlayacaktır.