Rosatom olmadan yetersiz
içindekilere geri dönNükleer yakıt pazarında ivme kazanan ana trend, küresel ekonomik manzaranın siyasi parçalanması sonucunda üretimi artırmaya yönelik niyetin artmasıydı. Bu trend hem doğal uranyum madenciliğinde hem de uranyum zenginleştirmede kendini gösteriyor. Ancak uranyum üretiminde hedeflenen artış, kıtlık nedeniyle sekteye uğruyor. Bu durum karşısında Rosatom, uranyum üretimini artırıyor ve nükleer yakıt ürünleri tedarikinde önemli bir konuma geliyor.
Uranyum pazarı
Son altı ayın trendlerinden biri, uranyum spot fiyatlarının olası arz kesintileriyle ilgili haberlere tepki vermeye başlamasıydı. Geçmişte, pandemi döneminde bile madenler açılıp kapanabiliyordu ancak piyasa bununla neredeyse hiç ilgilenmiyordu. WNA’ya göre yedinci en büyük uranyum tedarikçisi olan Nijer’e Temmuz 2023’te uygulanan ambargo bile piyasayı sarsmadı. Madencilik sorunlarıyla ilgili haberlere ilk tepki geçen sonbaharda Cameco’nun yıllık üretimle ilgili beklentilerini düşürdüğünü açıklamasıyla geldi. O dönemde pound başına 60 ABD doları/poundun altında olan fiyat 70 USD/pound sınırını geçerek yükselmeye devam etti.
Dünyanın en büyük uranyum üreticisi Kazatomprom’un sülfürik asit sıkıntısı çektiğini duyurmasıyla piyasa ocak ayında ikinci kez sarsıldı. Bunun üzerine fiyat 92 ABD doları/pounddan 106 ABD doları/pounda yükseldi ve o zamandan beri 100 ABD doları/poundun altına düşmedi.
Sülfürik asidin, yerinde liç yöntemi için temel kimyasal madde olduğu unutulmamalı. Bu yöntemle asit, uranyumu çözmek için toprağa enjekte ediliyor ve elde edilen çözelti daha sonra yüzeye çıkarılarak uranyum konsantresi haline getiriliyor. Şirket, 2023 yılı için hazırladığı yıllık raporunda şu yorumda bulundu: “Son birkaç yıldır gübre üretiminde kullanılan sülfürik asidin iç tüketimindeki ve talebindeki güçlü artış göz önüne alındığında iç piyasa, sülfürik asit sıkıntısıyla karşı karşıyadır. Bölgesel pazarlar da tarımdan gelen talebin artması ve tedarik zinciri aksaklıkları ile jeopolitik belirsizlikler gibi faktörlerin bir araya gelmesi nedeniyle kıtlık yaşamaktadır.”
Şirket 2024 yılı için maden ruhsat sözleşmelerinde belirlenen üretim hedefinin yüzde 90’ına ulaşmayı planlıyordu ancak raporda “çoğu maden işletmesindeki uranyum üretiminin hedefin yüzde 20 altında olacağı” belirtiliyor. Kazatomprom’un tahminlerine göre, şirketin yüzde 100 üretimi (yani Kazakistan’daki toplam üretim) mutlak verilere göre 21 bin ila 22 bin 500 ton (2023’te 21 bin 110 tondu), orantılı katılım payı ise 10 bin 900 ila 11 bin 900 ton (2023’te 10 bin 600 ton-11 bin 200 tondu) olacak.
Kazatomprom ve Cameco dünyanın en büyük uranyum üreticileri arasında yer alıyor ancak üretim sorunlarıyla karşı karşıya kalanlar sadece onlar değil. Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki madencilik faaliyetlerinde üretim düşük ve istikrarsız olmayı sürdürüyor.
EIA’ya göre, ABD’deki tüm madenlerde uranyum üretimi 2023’ün 3’üncü çeyreğinde 27 bin pound iken, 2023’ün 4’üncü çeyreğinde 12 bin 650 pounda geriledi. Üretimdeki en büyük düşüş Smith Ranch-Highland Operasyonu (10 bin 830 pounddan 2 bin 980 pounda) ve Lost Creek Projesi’nde (15 bin760 pounddan 6 bin 520 pounda) kaydedildi. Bu arada, enCore Energy Güney Teksas’taki Rosita Projesi’nde uranyum üretimine başladığını duyurdu ve Energy Fuels Arizona ve Utah operasyonlarında uranyum üretmeye başladı. Ancak, bu madenlerden elde edilen veriler 2023’ün 4’üncü çeyreği için EIA raporuna dahil edilmedi, bu nedenle üretimin en iyi ihtimalle henüz istatistiklere giremeyecek kadar az olduğu varsayılabilir.
Fransız Orano şirketi, Şubat 2024’te Nijer’deki Arlit madeninde uranyum konsantresi üretimine yeniden başladı. Eylül 2024’te, başta Benin olmak üzere Nijer’e malzeme akışının sağlandığı komşu ülkeler tarafından sınırların kapatılmasının ardından yaşanan sarf malzemesi sıkıntısı nedeniyle buradaki faaliyetlerin askıya alındığı unutulmamalı. Aralık 2023’ün sonlarında, ana limanı Cotonou’nun gelirlerinin düşmesinin ardından Benin üzerinden transit geçiş yeniden başladı. Orano, operasyonların toparlanmasının çok yavaş olduğunu belirtti.
Fransa da 10 yıllık aradan sonra rejenere uranyumdan nükleer yakıt üretimine ve kullanımına yeniden başladı. Üretime yeniden başlama, şu iki sorunu ortadan kaldırıyor: Stoktaki rejenere uranyum miktarını (ve dolayısıyla depolama maliyetlerini) azaltıyor ve yeni yakıt parçaları yapmak için gereken doğal uranyum miktarını en aza indiriyor ki bu da uranyum kıtlığının ve bunun üstesinden gelme arzusunun bir göstergesi olabilir.
Bu nedenle, doğal uranyum müşterilerinin fiziksel teslimatları güvence altına alma ve spot fiyatların nihai sözleşme fiyatı üzerindeki etkisini azaltma arzusuyla tetiklenen talep artışına yanıt olarak üretimi artırmanın hiç de kolay olmadığı söylenebilir. Ayrıca uranyum madenciliği şirketlerinin kesintiye gitmek ve bazı durumlarda üretimi durdurmak zorunda kaldığı “kıtlık yıllarında” işten çıkarılmak zorunda kalan personel sıkıntısı da var. Yeni kalifiye çalışanlar bulmak kolay değil. Bununla beraber kimyasal madde ve bileşen sıkıntısı da bulunuyor. Bu sorunlar elbette yavaş yavaş çözülüyor ancak süreç yavaş ilerliyor. Uygulamada görüldüğü üzere, zorlukların çözülmesi en az çeyrek yıl sürüyor.
Rusya’da, talep dalgalanmalarının olmaması nedeniyle tüm sorunlar düzenli olarak çözülüyor. 2023 yılı Rosatom için uranyum madenciliğinde başarılı geçti zira kuruluş, hedefini yüzde 3 aştı. Rosatom’un madencilik bölümünün iki yerinde liç uranyum operasyonlarını yürüttüğü Khiagda ve Dalur’da sülfürik asit sıkıntısı yaşanmıyor.
Bu yılın temel hedefleri, Rosatom’un bir parçası olan Priargunsky Endüstriyel Madencilik ve Kimya Birliği’nin (PIMCU) en önemli varlığı olan ve 2025 yılında işletmeye alınması planlanan 6 Numaralı Madenin inşaatına devam etmek, Namaruskoye yatağının (Khiagda) geliştirilmesine başlamak ve Tetrakhskoye (Khiagda) ve Shirondukuyskoye (PIMCU) yatakları için arama ve üretim ruhsatları almak. Bir diğer hedef ise Elkon altın ve uranyum yatağında faaliyetlerin başlatılması için mühendislik tasarım belgelerini ve maliyet tahminlerini hazırlamak. Elkon uranyum cevheri bölgesi rezerv açısından dünyanın en büyük bölgesi olarak kabul edilse de düşük fiyatlar ve talep, zayıf altyapı ve uzak konumu nedeniyle daha önce madencilik için değerlendirilmemişti. Fakat ekonomik ve siyasi koşullar kalkınma planlarının yeniden gözden geçirilmesini gerektirecek şekilde değişti.
Yakıt pazarı
Nükleer yakıt segmentinde bazı hükümetler Rusya’nın uluslararası piyasalara erişimini zorlaştırmak ve kendi sınırlı kapasitelerini genişletmek için harekete geçmeye devam ediyor. Amerika Birleşik Devletleri bu doğrultuda en fazla çaba gösteren ülke olarak öne çıkıyor.
Aralık 2023’ün sonlarında ABD Temsilciler Meclisi, 2028’den itibaren Rusya’nın zenginleştirilmiş uranyum ürünleri ithalatını yasaklayan bir tasarıyı kabul etti. Tasarı yasalaşırsa, 90 gün içinde yürürlüğe girecek ve 2040 yılının sonuna kadar yürürlükte kalacak. Ancak tasarıda bir boşluk söz konusu; Rusya’dan başka uranyum kaynağı yoksa, ABD Enerji Bakanlığı, Dışişleri Bakanı ve Hazine Bakanı’na danışarak ithalat izni verebilir.
Bir süre önce, yine Aralık 2023’te, 886 milyar ABD doları tutarında savunma harcaması öngören Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası yürürlüğe girdi. Yasa ayrıca Ulusal Nükleer Güvenlik İdaresi’nin ülkede uranyum zenginleştirme kapasitesi oluşturulmasına yönelik bir plan sunmasını da gerektiriyor.
ABD, yüksek testli düşük zenginleştirilmiş uranyum (HALEU, U-235 izotopunun yüzde 5 ila yüzde 20’sine kadar zenginleştirilmiş uranyum) üretimi için yerel kapasite oluşturmaya odaklıyor. Ocak ayında ABD Enerji Bakanlığı HALEU zenginleştirme hizmetleri için bir teklif talebi yayımladı.
Aralık ayı sonunda ABD Nükleer Düzenleme Komisyonu (NRC), Global Nuclear Fuel – Americas (GNF-A) tarafından işletilen Wilmington’daki tesisin işletme lisansının şartlarını değiştirdi. Değişiklik, tesise yüzde 8’e kadar zenginleştirilmiş uranyum üretme yetkisi veriyor (önceki zenginleştirme sınırı yüzde 5 idi). NRC ayrıca GNF-A’ya, şirketin RAJ-II nakliye paketlerinde yüzde 8’e kadar zenginleştirilmiş uranyum içeren nükleer yakıt sevk etmesine izin veren bir uygunluk sertifikası verdi.
Ancak pratikte daha yüksek oranda zenginleştirilmiş yakıt elde etmek o kadar kolay değil. 5B silindirlerinin eksikliği Centrus’un (eski adıyla USEC) HALEU üretiminin önünde engel teşkil ediyor. Şirket, 2. Aşamada (Kasım 2024’e kadar) uranyum hekzaflorür formunda 900 kilogram HALEU üretimi için ABD Enerji Bakanlığı ile bir sözleşme imzaladı. Sözleşme kapsamında Bakanlık, kaskadın çıktısını toplamak için HALEU depolama silindirlerini sağlamaktan sorumlu. Centrus’un üretime başlaması için birkaç silindir sağlanıp daha fazla sipariş verilmiş olsa da Bakanlık tedarik zincirinde gecikmeler yaşadı. Centrus şirketinin CEO’su Amir Vexler, şirketin 2023’ün 4. çeyreğindeki performansına ilişkin bir telekonferans görüşmesinde şunları kaydetti: “Santrifüjler çalışmaya devam edecekti ancak ikinci aşamada kaskaddan çekebileceğimiz HALEU miktarı, Bakanlığın sağlayabileceği silindir sayısı ile sınırlı ve miktar 900 kilogramdan az olacaktır.”
Birleşik Krallık da kendi HALEU üretimini kurmayı amaçlıyor. Hükümet, HALEU kapasitesini devreye sokmak için 300 milyon İngiliz sterlini yatırım yapmayı planlıyor.
Yine de Rosatom’un şu ana kadar HALEU’nun tek ticari tedarikçisi olduğu unutulmamalı. Dahası, gerçekler farklı üretim aşamalarında Rus yapımı nükleer yakıt bileşenleri olmadan yapmanın son derece zor olduğunu gösteriyor.
Amerikan Honeywell, 2028 yılına kadar zenginleştirilmek üzere Rusya’ya 8 bin 500 ton doğal uranyum tedarik etmek için ihracat lisansı başvurusunda bulundu. Urenco Nederland B.V. ise Şubat 2027’ye kadar zenginleştirilmiş uranyum hekzaflorür tedariki için nakliye izni aldı. Son olarak, VVER-440 reaktörlerine sahip Avrupa merkezli nükleer enerji santrallerinin işletmecileri, tedarik kaynaklarını çeşitlendirmek için çalışsalar da Rus yakıtından vazgeçmek için acele etmiyorlar.
UAEA Genel Direktörü Rafael Grossi de Reuters’a verdiği demeçte Rusya’nın küresel nükleer yakıt piyasası için arzının büyük önem taşıdığından şöyle bahsetti: “Batı’daki pek çok şirket zenginleştirilmiş uranyum ya da yakıt gibi Rus kaynaklarına bağımlı… Rosatom’a yaptırım uygulanmasının gerçekçi ve pratik olmayacağı konusunda görüş birliği var. Birçok ülkede nükleer endüstriyi durma noktasına getirecektir.”
Grossi’ye göre Rusya’nın nükleer sektörüne olan bağımlılığın azaltılması Avrupa’ya milyarlarca dolara mal olacak. Hemen bir değişim öngörülmüyor. Asıl mesele altyapı, teşvikler ve küresel uranyum talebindeki artış tahminleri. UAEA Genel Direktörü Grossi, “Açıkçası ben Rusya’nın uranyum zenginleştirme kapasitesinde bir azalmadan ziyade artış görüyorum” dedi.