57 Ülkede Rus Nükleer Enerjisi
Bültene Abone Olun
Abone ol
#275Mart 2024

57 Ülkede Rus Nükleer Enerjisi

içindekilere geri dön

Rusya Devlet Nükleer Enerji Kuruluşu Rosatom Genel Müdürü Aleksey Likhachev, şubat ayı sonunda Rusya Parlamentosu’nun alt kanadı Duma’da Rosatom’daki mevcut durum, gelecek için belirlenen hedefler ve üzerinde çalışılan projeler hakkında bir konuşma yaptı.

Rusya’da yeni güç üniteleri

Rusya’da, halihazırda, dünyanın tek yüzer nükleer güç santrali de dahil olmak üzere 36 reaktör faaliyet gösteriyor. Nükleer enerjinin Rusya genelindeki payı ortalama yüzde 20 seviyesinde ve bazı Rus bölgelerinde bu oran yüzde 40’ı aşıyor.  Rosatom ayrıca, inşa edilmiş 9 rüzgâr çiftliği ile rüzgâr üretim kapasitesinin geliştirilmesi konusunda çalışmalar yürütüyor. Rosatom’un nükleer ve rüzgâr santralleri yılda yaklaşık 110 milyon ton CO2 salımını önlüyor.

2045 yılına kadar Rusya’nın enerji karmasında nükleer enerjinin payı yüzde 25’e yükselecek Rus nükleer enerji kuruluşunun bu hedefe ulaşmak için toplam 33,5 GW kapasiteye sahip 42 büyük, orta ve küçük modüler reaktör inşa etmesi gerekiyor. Aleksey Likhachev konuyla ilgili olarak, “Urallar’da yeni kapasite oluşturmayı ve ardından elektrik tüketiminin en hızlı artması beklenen bölgeler olan Sibirya ve Uzak Doğu’ya doğru genişlemeyi planlıyoruz. Yedi yeni bölgede nükleer santraller inşa edilecek” dedi. Zabaykalsky Bölgesinin güneyinde ve Amur Bölgesinin Tynda İdari Bölgesinde nükleer güç santrallerinin inşa edilmesi için görüşmelerin devam ettiği buna örnek olarak verilebilir.

Yeni nesil

Aleksey Likhachev konuşmasında yeni nesil nükleer enerji teknolojilerinin geliştirilmesi için sarf edilen çabaların altını çizerek şunları belirtti: “Dünyada 4’üncü Nesil nükleer teknoloji konusunda çalışan tek ülkeyiz. Bu, reaktörün özel tasarımı sayesinde geleneksel tasarımların ötesine geçen, öngörülemeyen nükleer kazaları fiziksel olarak imkânsız kılan bir teknolojidir.”

Rosatom’un, Tomsk Bölgesi’ndeki Seversk kentinde bir pilot enerji üretim tesisi inşa ettiğini hatırlatmakta fayda var. Karışık uranyum-plütonyum nitrür yakıtının üretimi ve yeniden üretimi için tasarlanan tesisin ilk ünitesi bu yıl içinde faaliyete geçecek. Kurşun soğutmalı hızlı nötron reaktörü ise 2027 yılında devreye girecek.

Aleksey Likhachev, yeni teknolojinin günümüz nükleer enerji sektörünü zora sokan iki soruna çare olacağını vurguladı. Bunlardan ilki, biriken uranyum-238 izotopunun yakıt üretim döngüsüne dahil edilmesiyle yakıt rezervlerinin sınırsız hale gelmesi. İkincisi ise, nükleer yakıt döngüsünün kapatılması. Böylece dünyanın en önemli sorunu olan kullanılmış yakıt birikimi sorunu çözülmüş olacak. Bu sayede, doğal uranyum madenciliği sırasında “ortaya çıkan” radyoaktivite kadar radyoaktivitenin çevreye yayılmasıyla radyasyon eşdeğerliliği ilkesine uyulacak.

Önümüzdeki on yıl içinde Rosatom bu yeni teknolojiyi Rusya’da büyük ölçekli nükleer güç santralleri ve enerji üretim tesisleri inşa etmek için kullanacak. Teknoloji ayrıca uluslararası ortaklara da sunulacak. Rosatom Genel Müdürü bu konuyla ilgili şöyle konuştu: “Tahminlerimize göre bu alanda rakiplerimizden en az 10 yıl öndeyiz. Ancak bizi yakından takip ettiklerinden, yenilikçi projelerimizde daha hızlı ilerlememiz gerekiyor.”

Yurt dışında Rosatom

Rus teknolojisinin sunduğu avantajlar, Rosatom’u uluslararası pazarlarda en iyi nükleer enerji sağlayıcısı konumuna getiriyor. Nükleer yakıt ürünleri ve hizmetleri konusunda lider tedarikçi olan Rosatom, yedi farklı ülkede toplam 22 nükleer güç ünitesi inşa ediyor, son sekiz yılda yurt dışında inşa edilen 8 ünitenin inşası tamamlandı. Ayrıca, Rosatom’un uluslararası sözleşmeler portföyünde 11 farklı ülkede toplam 33 reaktör bulunuyor.

Belarus ve Rusya Enerji Bakanlıkları, Belarus Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko’nun yeni nükleer kapasite inşa etme önerisi üzerinde çalışıyor. Aleksey Likhachev milletvekillerine hitaben, “Ostrovets’te (editör notu: Belarus’un ilk nükleer güç santrali burada bulunuyor) üçüncü bir ünite inşa etme seçeneği ve Belarus’un güneyinde iki reaktörlü bir nükleer güç santrali inşa etme seçeneği bulunmaktadır. Her iki seçenek için de hazırız” dedi.

Türkiye’de yeni bir nükleer güç santrali inşa etme olasılığını değerlendirmek üzere çalışmalar da devam ediyor. Rosatom Genel Müdürü konuyla ilgili olarak, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kamuoyuna açıklandığı üzere, bize başka bir saha tahsis edilmesi yönünde siyasi bir karar alınmıştır. Büyük olasılıkla bu Sinop’ta bir saha olacak. Ayrıntıları değerlendiriyoruz” dedi.

Hem nükleer hem de nükleer olmayan yeni yüksek teknoloji ürünleri, uluslararası iş birliğinin önemli bir parçasını teşkil ediyor. Bu ürünler arasında küçük ve orta ölçekli nükleer güç santrallerinin açık deniz ve kara modifikasyonları, nükleer bilim ve teknoloji merkezleri, tıbbi ekipmanlar ve çok amaçlı ışınlama merkezleri yer alıyor. Rosatom, dünya çapında üretilen izotopların yüzde 70’inden fazlasını 50’den fazla ülkeye tedarik ediyor.

Aleksey Likhachev, “Size tıp doktorlarımızın son icadı olan ve çok ileri yaştaki hastalarda bile karaciğer tümörlerinin büyümesini durdurabilen, renyumla işaretlenmiş benzersiz bir ilaç olan Hepatoren’den bahsetmek için sabırsızlanıyorum” dedi.

Rosatom geçen yıl, 12 milyar dolardan fazlası dost ülkelerden olmak üzere, uluslararası faaliyetlerinden 16,4 milyar dolar gibi rekor bir gelir elde etti. Aleksey Likhachev bununla ilgili olarak, “Bu konudaki uluslararası liderliğimiz neye mi dayanıyor? Birincisi bu, Rusya’da zorunlu olarak test edilen ve kanıtlanan en iyi teknolojidir. İkincisi bu, nükleer güç santrallerinin ötesine uzanan kapsamlı sunumumuzdur. Araştırma faaliyetlerine, düzenleyici sisteme, yerel üretime ve uçtan uca personel eğitimine katkıda bulunarak tüm sektörü sıfırdan yaratıyoruz. Saygı ve eşitlik ilkelerine sadık kalarak iş ortaklığı yaptığımız ülkeleri teknolojik açıdan bağımsız hale getiriyoruz. Bununla birlikte, dost olmayan ülkelerin pazarlarındaki payımız için de rekabetimizi sürdürüyoruz” diye konuştu.

Sonuç olarak Rosatom, nükleer tesisler inşa ederek, ürünleriyle ihtiyacı karşılayarak ya da farklı biçimlerde dünya çapında 57 ülkede varlık gösteriyor.