Akkuyu: Türkiye’nin Geleceğine Güç Veriyor
içindekilere geri dönTürkiye’nin ilk nükleer güç santralinin inşası, dört reaktör ünitesinde de çalışmalar ilerlerken programa uygun şekilde devam ediyor. Türk uzmanlar, nükleer enerjinin enerji bağımsızlığına doğru çok önemli bir stratejik adım olduğunu vurguluyor. Güçlü ve güvenli bir nükleer güç santrali inşa etmenin ötesinde, Rosatom bölgede önemli sosyal girişimler başlatıyor.
Rosatom, Akkuyu Nükleer Güç Santrali projesi için tam çevresel şeffaflık sağlıyor. Bu çabanın önemli bir adımı, santrali, otomatik su tahliye izleme sistemiyle donatma kararı oldu. Bu sistem, soğutma türbini kondansatörlerinden sonra Akdeniz’e boşaltılan suyun saflığını ve akış hızını uzaktan izleyecek. İzlenen parametreler arasında askıda katı maddeler, çözünmüş oksijen, pH seviyeleri, kimyasal oksijen ihtiyacı, sıcaklık, iletkenlik ve diğer kritik göstergeler yer alıyor.
Genç neslin katılımını sağlamak
Rosatom, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı öncesinde Türk nükleer profesyonellerinin iki nesli arasında bir toplantı düzenledi: Rosatom’a bağlı şirket AKKUYU NÜKLEER A.Ş. çalışanları ve nükleer endüstride ihtiyaç duyulan pozisyonlar için teknik eleman yetiştiren Silifke Meslek Yüksekokulu öğrencileri.
Etkinlik Türk milli marşının okunmasıyla başladı, ardından Mustafa Kemal Atatürk için saygı duruşunda bulunuldu. Katılımcılar daha sonra Atatürk’ten alıntılar yaparken, Türk bayrağını elden ele geçirdiler. Törenin sonunda Türk bayrağının renklerine boyanmış taşları dizerek ’19 Mayıs – Akkuyu’ yazdılar.
Etkinliğin resmi olmayan bölümünde Akkuyu Nükleer uzmanları, öğrencilere Akkuyu NGS için aday seçme süreci, santraldeki kariyer fırsatları, Rus üniversitelerindeki eğitim programları ve nükleer güç santral personeli için devam eden mesleki geliştirme çalışmaları hakkında bilgi verdi. Akkuyu çalışanları ayrıca nükleer enerjiye kişisel yolculuklarını ve Türkiye’nin ilk nükleer güç santrali inşaat projesindeki çalışma deneyimlerini paylaştı.

AKKUYU NÜKLEER A.Ş. Genel Müdürü Sergei Butckikh, “Rusya’da işe alım ve eğitimden sahada eğitime ve kariyer gelişimine kadar genç yeteneklere öncelik veriyoruz. Genç çalışanlar arasında inovasyonu, mesleki beceri yarışmalarına katılımı ve diğer sektör etkinliklerini teşvik ediyoruz. Azimli ve yetenekli genç profesyonellerle birlikte sadece bir enerji santrali inşa etmiyoruz, aynı zamanda Türkiye’nin geleceğini şekillendiriyoruz” dedi.
Türk teknik üniversitelerinden öğrenciler Akkuyu şantiyesini düzenli olarak ziyaret ediyor. Mayıs ayı ortasında, Ankara’daki OSTİM Teknik Üniversitesi Meslek Yüksekokulu’ndan stajyer öğrenciler sahaya davet edildi. Stajyer öğrenciler ilk olarak Türkiye’nin nükleer güç santrali işletme personeli için ilk eğitim merkezini ziyaret ettiler. Geleceğin operatörlerinin reaktörlerin, türbinlerin ve elektrik ekipmanlarının çalışması ve gerçeğe en yakın koşullarda olası her senaryoyu uygulamalarına olanak tanıyan tam ölçekli bir kontrol odası simülatörü dikkatlerini çekti. Öğrenciler ayrıca etkileşimli ekipman modellerinin bulunduğu salonu ziyaret ederek, nükleer güç santralinin farklı sistemlerinin çalışması hakkında bilgi aldılar.
Elektrik Bölümü birinci sınıf öğrencisi Kıraç Kaya, “Projenin ölçeği şaşırtıcı; alan çok büyük ve her köşesinde hareketlilik var. Tesisteki mühendislerden ve yöneticilerinden aldığımız bilgiler tezim ve gelecekteki kariyerim için faydalı olacak. Sahayı ziyaret ettikten sonra Rusya’da eğitim görmeyi ve burada Türkiye’nin öncü nükleer güç santralinde çalışmayı düşünüyorum” dedi.
Enerji bağımsızlığına doğru bir adım
Nükleer enerji, büyüyen bir ekonomiye, artan enerji talebine ve iddialı iklim hedeflerine sahip bir ülke olan Türkiye için hayati önem taşıyor. Bu bakış açısı, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Enerji Enstitüsü Nükleer Araştırmalar Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Üner Çolak’ın Demirören Haber Ajansı’na verdiği röportajda paylaşıldı. Nükleer enerjinin, Türkiye’nin enerji bağımsızlığına doğru attığı stratejik adımlardan biri olduğuna inanan Prof. Dr. Çolak, “Akkuyu Nükleer Güç Santrali ile başlayan yol, sonunda Türkiye’yi nükleer teknoloji ihraç eden ülkeler arasına sokabilir. Bu alanda muazzam bir potansiyelimiz var” ifadesini kullandı.
Prof. Dr. Çolak, nükleer gelişmenin, enerji tedarikini güvence altına almanın ötesine geçerek, yüksek teknolojili üretimi desteklediğini ve endüstriyel ekosistem yarattığını söyleyerek, “Kazandığımız uzmanlık ileriye doğru hem ekonomik hem de teknolojik sıçramalar yapmamızı sağlayacak. Türkiye’yi ileri nükleer teknolojilerin geliştiricisi ve ihracatçısı yapmayı amaçlıyoruz” diye konuştu.
Prof. Dr. Çolak, şu anda 350’den fazla Türk şirketinin ülkenin ilk nükleer güç santralinin inşasında yer aldığını da sözlerine ekledi. Bu şirketler, Akkuyu NGS projesi sayesinde yüksek teknoloji üretimi konusunda uzmanlık becerileri kazanıyorlar. Prof. Dr. Çolak, “Türk şirketleri inşaat, ekipman kurulumu ve tedarik zinciri yönetimi gibi önemli alanlarda eğitim alıyor. Yerel üretim, sadece ekonomik olarak değil, aynı zamanda teknolojik ilerleme ve endüstriyel altyapımızı güçlendirmede kilit öneme sahip” dedi.

Türkiye’nin 2025-2035 enerji politikasının elektrik talebinde yıllık %3 büyüme öngördüğünü belirten Prof. Dr. Çolak, “nükleer enerjinin, bu soruna güvenli, güvenilir ve düşük karbonlu bir çözüm sunduğunu” söyledi. Akkuyu NGS’nin dört güç ünitesi tam olarak faaliyete geçtiğinde ülkenin enerji ihtiyacının %10’unu karşılayacak. Bu, Türkiye’nin enerji alanında dönüştürücü bir adım.

