Sürdürülebilir bir hızla geleceğe doğru
Bültene Abone Olun
Abone ol
#236Aralık 2020

Sürdürülebilir bir hızla geleceğe doğru

içindekilere geri dön

Rosatom’un üst düzey yöneticilerinin raporlarında, iklim değişikliği ve dekarbonizasyon, teknolojinin hızla ilerlemesi ve yetkinliklerin değer kaybetmemesi, ülkelerin ve tüm paydaşların çıkarına hareket eden şirketlerin ekonomik gelişimi gibi konular yer aldı.

Yetenek açığını kapatmak

Küresel Etki Konferansı’nda konuşan Rosatom Genel Müdürü Alexey Likhachev, insan kaynaklarındaki eşitsizliğe dikkat çekti. Alexey Likhachev: “İşgücü piyasasındaki dengesizlik büyümeye devam ediyor. Çoğumuzun daha önce kariyerlerimizde geliştirdiği beceriler, birkaç yıl sonra geçerliliğini yitirebilir. Aynı zamanda, yeni profesyonellere artan bir ihtiyaç var” şeklinde konuştu.

Yetenek açığı küresel bir sorun olma özelliğini taşıyor. Bu sorun, Rosatom ve Boston Consulting Group’un tahminlerine göre, tüm dünyada en az 1,5 milyar insanı ilgilendiriyor. İnsan odaklı olmak – çalışanların potansiyellerini açığa çıkarmaları için bir ortam yaratmak – Rosatom’un yetenek boşluğunu kapatmasına yardımcı oluyor.

Küresel Etki Konferansı’nda da konuşan OECD Nükleer Enerji Ajansı Genel Müdürü William Magwood, nükleer enerjinin eğitimde ve genel olarak sosyal kalkınmada gücü teşvik ettiğine olan inancını paylaştı. Buna göre, nükleer bilim ve teknoloji, “parlak ve çekici bir gelecek” yaratacak yeni nesil mühendisler için ilginç olacak.

Singularity Üniversitesi İş Sahasının Geleceği Başkanı Gary Bolles, işgücü piyasasının karşılaştığı sorunları çözmek için PACE’yi seçmeyi önerdi. Bolles tarafından türetilen PACE kısaltması, problem çözme, uyum sağlama, yaratıcılık ve girişimcilik becerileri (esneklik ve empati) anlamına geliyor. Bolles da, her başarılı çalışanın çok uzak olmayan bir gelecekte bu becerilere sahip olacağını ve bunları kritik olarak değerlendireceğini söyledi. Bolles’un aktardığı istatistiklere göre, salgının en yoğun olduğu Mart 2020’de 20 milyon Amerikalı işini kaybetti. Bu, rakam Büyük Buhran dönemindekinden daha büyük. Bazı endüstriler çöktü, bazıları ayakta kaldı ve hatta bazıları büyüdü. Geleceğin yeteneklerine yatırım yapılmazsa, işgücü piyasasındaki değişikliklerin gerisinde kalma riski bulunuyor.

Bununla birlikte her ülkenin eğitimde herhangi bir kriz olmasa bile, toplumun ve işverenlerin değişen gereksinimlerine yetişemediği bir gerçek. Portekiz Eğitim Bakan Yardımcısı João Costa, ülkesinin deneyimlerini anlattı. Portekiz’in okul müfredatı cinsiyet eşitliği, insan hakları, finansal okuryazarlık ve iklim değişikliği gibi konuları içeriyor. Öğretmenler eleştirel düşünme ve problem çözme becerilerinin geliştirilmesine odaklanıyor. João Costa, diğer şeylerin yanı sıra, sahte olanı bilmek, yanlış bilgilere karşı bağışık olmak ve manipülasyona direnmek için bu becerilere ihtiyaç duyulduğuna inanıyor.

İklim konusu gündemde

Dünya Meteoroloji Örgütü’nün son araştırmalarına göre, atmosferdeki CO2 konsantrasyonu Aralık 2020’de 410 ppm ile rekor bir yüksekliğe ulaştı ve büyümeye devam ediyor.

Bu nedenle, düzenlenen iki forumun ana başlıklarından birinin dekarbonizasyon olması şaşırtıcı değil. Nükleer santraller sera gazı emisyonlarını önlediğinden, karbondan arındırma Rosatom için önem taşıyor. Rus nükleer istasyonları, Rusya’da her yıl 107 milyon ton CO2 eşdeğeri salınımını engelliyor. Bu, ülkedeki toplam sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 7’sini oluşturuyor.

Ancak Rosatom’un faaliyet gösterdiği tek ülke Rusya değil. Rosatom’un Kurumsal Gelişim ve Uluslararası Ticaret Birinci Genel Müdür Yardımcısı Kirill Komarov, Rusya-AB İklim Konferansı’nda yaptığı konuşmada konuya ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: “12 ülkede yeni nükleer üretim kapasitesi geliştiren küresel bir şirketiz. İklim gündeminin küresel önceliğini paylaşıyor ve uygulanmasında sorumluluğumuzu gerçekleştiriyoruz. Bugün, belirlenen hedeflere etkili bir şekilde ulaşmak için nükleer enerjinin vazgeçilmez olduğu konusunda kararlıyız. Çünkü nükleer bugün, hava veya iklim koşullarından bağımsız olarak kesintisiz düşük karbonlu enerji tedarikini garanti eden neredeyse tek kaynaktır.”

Şimdilik, Rusya ve AB, nükleer enerjiyi temiz ve sürdürülebilir olarak kabul etme konusunda farklı görüşlere sahip. Kirill Komarov: “AB’nin henüz nükleer konusundaki nihai fikrini oluşturmadığını biliyoruz. Konumuna saygı duyuyoruz, ancak yeşil ekonomi planlarının yerel özellikleri, mevcut doğal kaynakları ve nihayetinde ülkedeki üretimin tarihsel yapısını hesaba katması gerektiğine inanıyoruz” diye konuştu.

Temiz ve sürdürülebilir enerji hakkında çalışmalar yapan Rosatom, Yeşil Dörtlü konseptini takip ediyor. Bu konsept, dört enerji kaynağından oluşuyor. Nükleer ve hidro temel yük gücünü üretirken rüzgar ve güneş en yüksek taleplerde esneklik sağlıyor. Konsept, düşük karbonlu bir enerji karışımının bileşenleri olarak nükleer enerjiyi yenilenebilir enerji kaynakları ile aynı seviyeye getiriyor.

Avrupa Birliği’ne olası bir karbon vergisinin getirilmesi, dekarbonizasyon bağlamında Rusya-AB İklim Konferansı’nda tartışılan bir diğer önemli konuydu. Avrupa, Rus nükleer şirketi için kilit pazarlardan biri olma özelliğini taşıyor. Rosatom, Finlandiya ve Macaristan’da iki nükleer istasyon kuruyor, Avrupa Birliği’ne ekipman ve yakıt sağlıyor ayrıca da nükleer şirketlere hizmet veriyor. Rosatom Sürdürülebilirlik Müdürü Polina Lion, “Karbon vergisinin uygulamaya konulduğunda, faaliyetlerimiz üzerinde az çok belirgin bir etkisi olacağını biliyoruz. Avrupa Birliği’nin vergi mekanizmasını nasıl ayarladığını yakından izliyoruz. Temel vergilendirme prosedürü kurulduğunda ithalatçılar için istişarelerin düzenlenmesini bekliyoruz. İklimle ilgili Rus yasaları henüz geliştirme aşamasında olduğundan ve her şirket yeni, hatta daha katı davranış kurallarını karşılamaya hazır olmadığından, diyalog gereklidir” dedi. Lion ayrıca, yeşil (düşük karbonlu) sertifikaların tanınması konusunda Rusya-AB diyaloğunun önemine dikkat çekti. Rusya, nükleer enerjisini düşük karbonlu enerji kaynakları arasında sayan yeni bir yasa tasarısı hazırlıyor. Lion Avrupa’nın nükleeri düşük karbonlu enerji kaynakları arasında göstermeyişine karşı şunları söyledi: “Vergi ayarlamasının ardından atomun nihayet Rus ihracatçıların karbon ayak izi azaltma programlarında kullanılacak yeşil enerji kaynakları listesine dahil edilmesini umuyoruz. Bu dahil etme, iş ve Rus ihracatçılarının AB’ye desteği açısından bizim için önemlidir.”

RENERA’nın CEO’su Emin Askerov, iklimle ilgili sorunu çözmek için alışılmadık bir yaklaşım önerdi. Askerov, Küresel Etki Konferansı’nda konuşurken, kişisel karbon ayak izini hesapladı ve bu, güvenli seviye olarak kabul edilen yıllık 10 bin tondan üç kat daha fazlaydı.  Askerov, kişisel karbon ayak izini güvende tutmak için ikinci arabasını sattı ve araba paylaşım hizmetlerini kullanmaya başladı. Askerov, yiyecek alırken yerel üreticileri tercih ediyor ve ceket satın alırken pahalı markaları seçiyor – yüksek kaliteli giysiler daha uzun süre dayanır- Ayrıca fazladan eşya almaktan da kaçınıyor. RENERA CEO’su karbon ayak izi azaltımını profesyonel olarak yapıyor. Askerov, Rosatom’dayken rüzgar üretim projeleri üzerinde çalışıyordu. Şimdi lityum iyon pillerin üretimi ile ilgileniyor.

Alman Doğu Ticaret Derneği CEO’su Michael Harms, karbon ayak izini azaltma olasılığını yorumlayarak, Almanya’nın enerji kaynaklarının yaklaşık yüzde 30’unu uzun süredir iş ortağı olan Rusya’dan ithal ettiğini hatırlattı. Harms, “Hidrojen ekonomisine çok önem veriyoruz. Bu alanda Rus ortaklarımızla birlikte çok çalışmaya hazırız” diye konuştu. Bu ortaklardan biri, aynı zamanda hidrojen ekonomisini de destekleyen Rosatom. Michael Harms, düşük karbonlu bir enerji kaynağı olarak nükleer enerjinin orta ve uzun vadede net sıfır emisyonlara ulaşılmasına büyük katkı sağlayacağını, ancak “geleceğin hidrojene ait” olduğunu kabul etti.

Federal Çevre, Doğa Koruma ve Nükleer Güvenlik Bakanlığı (BMU) Genel Müdürü Michael Harms gibi Alman vatandaşı olan Karsten Sach de, Rusya ile işbirliği bağlamında hidrojenden bahsetti. Sach Rusya-AB İklim Konferansı’ndaki konuşmasında,“Rusya, doğal kaynakların en büyük tedarikçisidir ve talebin odağı hidrojene doğru kayacağından, altyapı oluşturmak ve enerji endüstrisinin bu bölümü için destek önlemleri geliştirmek Rusya ve Almanya ile genel olarak AB’nin çıkarına olacaktır” dedi.

William Magwood, izleyicilerin dikkatini, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak için temel bir özellik olan nükleer enerjinin güvenilirliğine çekiyor. Magwood, koronavirüs gerçeğine atıfta bulunarak çocukların bu süreçte güvenilir bir elektrik gücü kaynağı sayesinde okuyabildiğini ve  ebeveynlerin de yine bu sayede evden çalışabildiğini söyledi.

 

Hızlı dijitalleşme

Hindistan Ticaret ve Sanayi Odaları Federasyonu (FICCI) Genel Sekreteri Dilip Chenoy’a göre, koronavirüs iletişim mimarisindeki gelişmeleri hızlandırdı. Uzaktan çalışma yaygınlaştıkça öğrenciler ve öğretmenler, müşteriler ve üreticiler, işverenler ve çalışanlar arasındaki ilişkiler dijital hale geldi. İletişim, geleceğin kritik bir becerisine dönüşüyor.

Bu dönüşümün canlı örneği sanal bir moderatör olan A.I. Angel, bir konferansa katılarak konuşmalar hakkında yorum yaptı ve konuşmacılara sorular sordu.

Yapay zeka Rusya dahil, dünyanın her yerindeki insanların yararına kullanılıyor. Örneğin, Novovoronezh Nükleer Enerji Santrali (Rusya) ve AtomEnergoMash (Rosatom Group’un bir parçası), ekipman arızalarını tahmin etmek için yapay zeka destekli analitiği kullanıyor. Rosatom’un yan kuruluşu Cifrum’un CEO’su Boris Makevnin, toplantılarda konuşmacıların sesini tanıyabilen bir dijital sekreter kullanmak üzere yaptıkları kurumsal planlarını paylaştı.
Konferansa katılanlar ayrıca dijital eşitsizliği ve yapay zeka üzerindeki kontrol kaybını da tartıştı. Yapay zeka sayesinde hiç kimseye karşı ayrımcılık yapılmamasını öngören, açıklanabilir ve güvenilir ve etik ilkeler geliştirmek bu açıdan son derece önem taşıyor.

Sosyal sorumluluk

Yaklaşık 4,3 milyar insan günde 5 doların altında bir gelirle yaşıyor. 1,6 milyar insanın sosyal güvencesi yok ve 500 milyondan fazlası yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Bu rakamlar, kurumsal sosyal sorumluluk bağlamında Imagine’in Kurucu Ortağı ve Başkanı Paul Polman tarafından açıklandı. Giderek daha fazla sayıda büyük şirket, “herkes için çalışan” bir ekonomiyi şekillendirmekle ilgileniyor.

 

Rosatom bu konudaki sosyal sorumluluklarını da yerine getiriyor. Alexey Likhachev bu konuda, “Rusya’da ve dünyanın diğer bölgelerinde bulunan milyonlarca insana enerji ve diğer hizmetleri sağlıyoruz ve içinde faaliyet gösterdiğimiz topluluklara karşı kendimizi sorumlu hissediyoruz. Bizim işimiz, geleneksel, temiz nükleer enerji üretiminden yeni rüzgar enerjisi üretimimize, dijital ve çevre koruma ürünleri, yaşam kalitesinin önemli ölçüde iyileştirilmesine ve sürdürülebilir şehirler ve toplulukların yaratılmasına odaklanır” ifadelerini kullandı.

İnsanlara özen göstermek ve hayatlarını iyileştirmek şirketler için de fayda sağlıyor. Rosatom’un Genel Direktörü’ne göre, tüketiciler cüzdanlarıyla giderek daha sık oy kullanıyor ve sosyal kalkınma ve çevre korumaya yatırım yapmayan şirketlerden uzaklaşıyor.